Uwazi

Ders çalışmak için bir masaya ihtiyacı var ama masası olmadığı için ders çalışmakta çok zorlanıyor. Konteynarkentteki Kütüphane ise saatleri nedeniyle kullanamıyor.Voleybol oynamayı seviyor

Depremden çok korkuyor; o sebeple yüksek katlı bir okula gitmek onu çok zorluyor. Kitap okumayı seviyor ve daha çok kitap istiyor.

Konteynar kentte canın sıkılıyor; bisiklet sürmeyi seviyor. Ödev yapma konusunda pek istekli değil çünkü fazlaca zorlanıyor. Ama destek alabileceği alanlar kısıtlı. Konteynar kentteki kısıtlı alanlardan olan kütüphaneye alınımıyor olmasına içten içe öfke hissettiğini belirtiyor.

Depremden sonra uzun süre kayıt problemi yaşamış. Şimdi okula kısıtlı da olsa devam edebiliyor olmaktan çok mutlu. Domari konuşmayı çok seviyor; ama Domari konuşunuca onun Dom olduğunu anlıyorlar diye çok utanıyor.

Depremden sonra hurdacılık yapmaya başlamış.Hurdacılık yapıyor olmaktan dolayı hem kendini mahcup hissediyor, hemde çok üzülüyor. Hurdacılık yaparken arkadaşlarıyla beraber olduğı için bir nebze olsa mutlu hissettiği de oluyor. Okula gitmek istiyor.

Okula gidemiyor; bir okul servisi olsa okula gidebileceğini düşünüyor. En büyük istediği bir servis aracına sahip olmak. Ev işleri onu yoruyor; rahat rahat oyun oynamak istiyor.

Ev işlerinin büyük bir kısmını üstlenmiş. Fındıkta çalışmayı çok sevdiğini çünkü o zaman ev işleri yapmak zorunda olmadığını belirtiyor. En sevdiği şarkı ''ben bir de hayallerim'', odaya geçtikten sonra kapıyı kitleyip dinliyor şarkıyı. 20 gündür okula gitmiyor, akran zorbalığına maruz kalıyor. okula gitmek istemiyor. Arkadaşı akran zorbalığına maruz kaldığı için intihar etmiş ve bu olay onu etkilemiş.

sessiz, utangaç bir olarak ekndini tanımlıyor.Karşılatığı sorunları şikayet etmekten çekiniyor. Resim yapmayı çok seviyor;mevsimlik tarıma gittiğinde en sevdiği şey olan resim yapmasının sekteye uğruyor.

Bir yıl okul tekrarı yapmak zorunda kalmış. Mevsimlik tarım işçiliği için kayıs topladığı dönemden en sevdiği şeyin ders çalışmak olduğunu düşünüyor...

Hiç arkadaşı yok; çocuklar yabancı geliyor. Yeni okula hiç gitmek istiyorBir yıl okul tekrarı yapmak zorunda kalmış. Mevsimlik tarım işçiliği için kayıs topladığı dönemden en sevdiği şeyin ders çalışmak olduğunu düşünüyor...

Okula gitmeyi seviyorum; deli oluyorum. bazen okula gittiğimi bile unutuyorum; ben gidemiyorum

Duyma engelli var; kulak cihazina ihtiyacı var. Öğretmenleri bilmiyor. Deprem etkilerini hissediyor

engelli kuzeni var, depremden sonra ayağında sorun oluşuyor bu yüzden okula gitmiyor, utanıyor. resim ve yüzmeden hoşlanıyoryok. okula gittiğinde okulda yapıyor ödevlerini. etüt merkezi var ama orası sıkıcı. öğretmen oyun oynatabilirdi orada. pek kullanmıyorum o yüzden orayı.

Eğlenceli ve hareketli bir çocuk, rengarenk oyuncaklara bayılıyor. Her sabah, oyun odasının kapısını açtığında, etrafındaki oyuncakların parıltısı onu hemen mutlu ediyor. Bolca oyuncak istiyor; legolar, toplar ve peluş hayvanlarla dolu bir odası olmasını hayal ediyor. Özgürce oyun oynamak istiyor; arkadaşlarıyla birlikte bahçede koşup oynarken gülmeyi seviyor. Her gün yeni maceralara atılmak, hayal gücünün sınırlarını zorlamak için sabırsızlanıyor!

Hatay’ı ve gezmeyi çok seven bir çocuk, sıcak günlerin birinde arkadaşlarıyla birlikte keşfe çıkmayı hayal ediyordu. Depremden sonra uzun süre çadırda yaşamak zorunda kalmıştı ve o dönemin zorluklarını asla unutmakta zorlanıyor.

Okula gitmek istiyor. okumayı çok seviyor. tek seçenek olan bir okul çok uzak olduğu için okula gidemiyor.Okumayı çok seviyorum.

Okulu çok seviyor; burada okuma yazma öğreniyor. "Eğer daha çok okusaydım, müdür olabilirdim; her şey olabilirdim," diye düşünüyor. Babasıyla birlikte hurdacılık yapıyorlar. Bu iş yorucu olsa da, ona göre iyi bir iş. Babası, ağır eşyaları arabaya atarken çok iyi; bu işte ustalaşmış. Ayrıca, babası harçlığını veriyor ama soğuk günlerde beni yanına almıyor. "Pazarcılık yapsak daha güzel olurdu," diye düşünüyor.

Eskiden okula gittiği zaman kendine kötü davranan öğretmenler nedeniyle okuldan nefret ettiğini söylüyor ama okuma-yazma öğrenmek istediğini, bu sebeple okula gitmek istiyor.En çok istediği şey ise yazmayı öğrenmek. Deprem önce ki evini özlüyor.

Konteynarkentte yaşamak onun için çok sıkıcı geliyor. Konteynarkentte farelerden çok rahatsız :/ Bir kütüphane olsa onun güzel zaman geçirme imkanı oluşacağından bahsediyor.

Öğretmenlerini sevdiğini belirtiyor ama yaşadığı sorunlarını onlara aktaramıyorda anlatıyor. En çok yaşadığı yerde bir basket sahası ve voleybol sahası yaptırmak istiyor. Eski Dom mahallesini özlüyor.

Okula giderken elinde defteri var ama çantası yok. Ayakları yavaş yavaş ilerlerken aklında hep hayalleri dolaşıyor. Bir gün top oynayabilecekleri geniş bir alan olmasını istiyor; arkadaşlarıyla birlikte koşup eğleneceği bir yer hayal ediyor. .

Bir yıl okul tekrarı yapmak zorunda kalan bir çocuk, okulu hiç sevmiyor.Depremden sonra epey uzaklaşmış okuldan. Çevresindeki yaşıtları çoktan okulu bırakmış, ya ayrımcılığa uğradıkları için ya da mevsimlik tarım işlerinde. Geçen yaz kayısı toplamaya gitmiş, ama ders çalışmayı düşündüğü anlar aklından hiç çıkmamış. "Anadilimi konuştuğumda herkes bana garip bakıyor," diye düşünüyor.